Kaygı Bozukluğu
Genellikle endiÅŸeli ve kaygılı mısınızdır? GerçekleÅŸme ihtimali düÅŸük olan konularla ilgili çok kaygılanır mısınız? Genellikle her olayda negatif bakış açısı ve karamsarlığı sık kullanır mısınız? Aile, iÅŸ, ekonomik durum, saÄŸlıkla ilgili bitmeyen endiÅŸe ve kaygılarınız olduÄŸunu fark eder misiniz? Bu endiÅŸe ve kaygılar sizi sinirli, gergin, üzüntülü, sıkıntılı hissettirmeye neden olur mu?
​
Kaygı yoÄŸun korku duygusu ve bu duyguya eÅŸlik eden bedensel belirtilerin eÅŸlik ettiÄŸi bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Bedensel belirtiler arasında kalp çarpıntısı, terleme, titreme, sallanıyormuÅŸ hissi, sırt aÄŸrısı, baÅŸaÄŸrısı, kas gerginliÄŸi, kolay yorulma, irkilme, ellerin soÄŸuması, ishal, ağız kuruluÄŸu, sık idrara çıkma, midede rahatsızlık hissi, yutkunma güçlüÄŸü, nefes almada zorluk, boÄŸazına yumru takılma hissi, kollarda ve bacaklarda uyuÅŸma, hızlı nefes alma vb. belirtiler korku hissiyle birlikte ortaya çıkmaktadır. Bu yoÄŸun korku kiÅŸinin düÅŸünme biçimini, algılarını, biliÅŸsel yapısını deÄŸiÅŸtirerek çarpıtmalar, gerçekdışı deÄŸerlendirmeler oluÅŸturmasına neden olur. KiÅŸi kötü bir ÅŸey olacak hissi nedeniyle konsantre olmakta güçlük yaÅŸar, uykusuzluk ya da fazla uyuma -iÅŸtahsızlık ya da fazla yeme belirtileri gösterir.
​
Korku duygusu saÄŸlıklı bir duygudur. İnsanoÄŸlunun türünü devam ettirebilmek için tehlikelerden korunmasını saÄŸlayan otonomik bir tepkidir. Bilinen ya da görülen bir tehlike karşısında kaçma ya da savaÅŸ durumlarından hangisini seçeceksek bize gerekli olan enerji ve fiziksel donanımı saÄŸlayarak uygun yanıt vermemize olanak saÄŸlar. Oysa kaygı ya da diÄŸer adıyla anksiyete saÄŸlıklı korkudan farklıdır. Kaygı bilinmeyen ,belirsiz ve çeliÅŸkili bir tehdide verilen bir tepkidir. Günlük yaÅŸam koÅŸulları , olaylar ve kiÅŸilerarası iliÅŸki çatışmalarından duyulan aşırı kaygı durumunda kiÅŸi hep kötü bir ÅŸey olacak, kontrolüm dışında biÅŸeyler olacak , ben bu olumsuz durumu engelleyemeyeceÄŸim, her ÅŸey sarpa saracak, yakınlarımın baÅŸlarına kötü ÅŸeyler gelecek düÅŸünceleriyle günün büyük bir kısmı sıkıntı yaÅŸar.Bu kaygı anında kiÅŸi yoÄŸun huzursuzluk ve bu huzursuzluÄŸa eÅŸlik eden, kiÅŸiyi çok rahatsız eden bedensel belirtiler hisseder. DiÄŸerlerinin mantıklı açıklamalarını duyacak durumda deÄŸildir. Bu yoÄŸun kaygı yaÅŸamın belirli alanlarında bozulmalara sebep olur.
​
Kaygı bozukluÄŸu tanısı için en az 6 ay süreyle hemen her gün çıkan, birçok olay yada etkinlik hakkında , iÅŸ okul, aile , baÅŸarı, ekonomik olumsuzluklar vb. aşırı kaygı duyma ve endiÅŸeli beklenti ve üzüntü hali belirtilerinin olması gerekir. KiÅŸi bu üzüntüsünü kontrolde zorlanır. Huzursuzluk, endiÅŸe, heyecan duyar. DüÅŸüncelerini yoÄŸunlaÅŸtırmakta zorluk çeker ,zihni durmuÅŸ gibidir. Bu bedensel, zihinsel ,ruhsal belirtiler kiÅŸinin aile yaÅŸamını ve aile içindeki sorumluluklarını, iÅŸ yaÅŸamında hata yapma endiÅŸesini ve performansını, okulda ders baÅŸarısını, ya da yakınlarıyla ilgili stres duyma ve iletiÅŸimi bozan nitelikte olur.
​
Anksiyete bozukluklarının tedavisinde psikofarmokolojik yaklaşımın yanında psikoterapide biliÅŸsel davranışçı terapiler, psikodinamik terapiler, grup ve aile terapileri içgörü yönelimli psikoterapi, destekleyici psikoterapi, davranışçı terapiler, biliÅŸsel terapiler kullanılmaktadır.
​
Davranış terapilerinde; olumlu ve olumsuz pekiÅŸtireç sistematik duyarsızlaÅŸtırma, taşırma, kademeli maruz bırakma, yanıt önleme, düÅŸünce durdurması, gevÅŸeme teknikleri, kaygı kontrol tedavisi, kendini gözleme kullanılmaktadır. BiliÅŸsel terapide irrasyonel kognisyonları düzeltme, kiÅŸinin kendini algılaması ve diÄŸerlerinin kendilerini nasıl algıladığı ile ilgili biliÅŸsel varsayım,sayıltı ve temel inanışlarla çalışılır. İçgörü yönelimli terapide amaç hastanın psikolojik çatışmalarına içgörü, farkındalık geliÅŸtirmesine yardım etmektir. Destekleyici psikoterapide kiÅŸinin adaptif baÅŸ etme yöntemlerinin geliÅŸtirilmesi için gerçeÄŸi test etme ve davranışlar hakkında önerilerde bulunur. Psikodinamik terapiler ruhsal fonksiyonun büyük bölümünü kapsayan bilinçaltı üzerinde çalışır.Psikanalitik bakış açısı kaygı semptomunun arkasındaki çatışmalar,savunmalar,arzular,bilinçaltı fanteziler, geçmiÅŸimiz ve karakter özellikleri üzerinde durur.
​
Hangi psikoterapi yöntemi uygulanırsa uygulansın amaç kiÅŸinin kaygı semptomlarıyla baÅŸ etmesini saÄŸlamak ve yaÅŸamdaki iÅŸlevsel rolüne geri dönmesini saÄŸlamaktır. Psikofarmokolojik yaklaşımda kaygıyı azaltan ve depresif belirtilere yönelik ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Kaygı bozukluÄŸunun yoÄŸunluÄŸu,sıklığı ve süresi, göz önüne alınarak eklektik,bütünsel bir tedavi yaklaşımının uygulanması kaygı bozukluÄŸunda esastır.